Salı, Aralık 14, 2010

Çelişmek Değil Gelişmek Gerek

Arada sırada da olsa ''entelektüel'' takılmakta fayda var elbette. (kelimeyi Türk Dil Kurumu'na bakarak yazdım, itiraf ediyorum, hep karıştırmışımdır iki L' mi, tek L' mi diye)

Her neyse, ne oluyor ki entel (şimdiki zaman kipi ile artık böyle söyleniyor maalesef) takılınca ?

Gülüyorsunuz, hüzünleniyorsunuz, ''hah işte nasıl da cuk oturdu'' filan diye düşünüyorsunuz.
Kendinizi dünyanın en sosyal insanı hissediyorsunuz. Hafifliyorsunuz, içiniz ısınıyor.
Salona girmeden önceki postürünüzle, salondan çıktıktan sonraki postürünüz arasında bile anlamlı bir fark oluyor. Çökmüş omuzlardan kurtuluyorsunuz en basiti.
Dikleşiyorsunuz. Ders alıyorsunuz, güçleniyorsunuz.
''Kara Murat benim'' diye bağırmamak için kendinizi zor tutuyorsunuz.
Sergi sergi dolaşıp, kimsenin anlamadığı bir tablonun karşısında ''hımmm oldukça soyut çalışılmış bir eser'' naraları atmak istiyorsunuz.
Dünyayı kurtarmak istiyorsunuz filan...
Zaman içerisinde aşağı seviyelere düşen yüz kaslarınızda, o hain yerçekimini yenmek için belirgin bir güç hissediyorsunuz (bazen ağız kenarlarının kulaklara vardığını söyleyenler bile var, o derece yani) 

Aslında,

Kalitenin ve eğitimin ne demek olduğunu biraz daha iyi anlıyorsunuz. Salonun dolu olduğunu fark edip,  bu iki kavrama değer verenleri gördüğünüzde çok daha mutlu oluyorsunuz. 
Kafanızdaki karmaşaları daha basit ve daha güzel hale dönüştürüyorsunuz. Sorunlara pratik çözümler de bulunabileceğini idrak ediyorsunuz.

Yani,

Farkındalığınızı ve hayattaki güzel şeyleri yakalama kapasitenizi arttırıyorsunuz.

Hele de benim gibi azıcık ayran gönüllü iseniz (--ki bu konuda azıcık olmadığımı düşünenler de var) hemen ''ben de eğitim alacağım, ben de onlar gibi olacağım'' şeklindeki gazla şişiyorsunuz. Her ne kadar önünüze  ket vurulunca ve ertesi gün yapmak durumunda olduğunuz işleri düşününce o gazınız kalmasa da, bir sonraki etkinlikte kendisini yine aynı şekilde hissettireceğini düşünerek rahatlıyorsunuz.

Kısacası güzel, hem de çok güzel.
Çok kaliteli.
Takdire fazlasıyla şayan..
Ne mi?

Devlet Tiyatroları !

Yeteneğin ötesinde oyuncular, muhteşem oyunculuk, sahne terbiyesi, mütevazı duruş ve çok daha fazlası...

Uzatmayayım, alın sevdiğiniz insanı yanınıza, devlet tiyatrolarına gidin, oyunları izleyin, izlemeyenlere izlettirin. İnanın hiç pişman olmazsınız, bir sonraki oyunu çekmek için ip bile bulamazsınız.

Biletlerin 10 TL olması da cabası..
Öğrenciyseniz 6 TL..

İyi seyirler efendim...

      
                  
  




Henry ve Alice'nin Gizli Yaşamı                  

                         




                   Bavul


  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ben de bişi diycem