Perşembe, Eylül 29, 2011

Açılmayan Poşetler

Büyük marketlerde kasadaki görevli, ürünleri ''dıt dıt'' diye kasadan geçirirken, ben de eş zamanlı olarak poşetlere koymaya çalışıyorum ya, bir de poşetler bir türlü açılmıyor ya.. .
İşte o an yaşadığım sıkıntıyı, başka hiçbir yerde yaşamıyorum yahu!
bi yetiştirememe korkusu, bi ellerde titreme, poşete ağzına geleni söyleme, bi bişiler vs... vs..

of ki ne off...
Anksiyetem tavanlarda...

Yanımdaki teyze de bütün parmaklarını bir güzel yalayıp öyle açıyor poşetleri, e bu da şık değil anacım..

İnsani koşullarda açılabilen market poşetleri talep ediyorum. İsviçreli bilim adamları uyumasınlar lütfen!


Pazar, Eylül 25, 2011

Naçizane bir Öneri

'' Her Yöne 90 Dakika''


Capcanlı, sıcak, olabildiğine komik bir oyun. Oyuncular şöyle efendim:

1) “Olacak O Kadar”dan Ahmet Çevik, 
2) “Cennet Mahallesi”nden Aylin Kabasakal, 
3) “Papatyam”dan Deniz Oral, 
4) “Cümbür Cemaat Aile”den Fulden Akyürek (Sapancalı), 
5) “Zerda” Şule Cengiz ve 
6) “Avrupa Yakası’ndan (Tacettin) Veysel Diker

Oyunda günlük yaşamdan bazı kesitler skeçler halinde anlatılıyor.  Hepsi başarılı. Fulden Akyürek inanılmaz. Bir sahnesinde katılıp kaldım zannettim gülmekten. 

İzleyiniz, hatta izlemeyenlere de izlettiriniz. Özel tiyatro olduğundan fiyatlar pek tatlı değil ama netteki fırsat sitelerinde yarı fiyatına bilet bulabiliyorsunuz. Ben grupfoni'de 20 liraya aldım söylemesi ayıptır.
Haydi iyi seyirler anacıım...


Salı, Eylül 20, 2011

Talihsiz Koca

Bazı insanlar vardır, hakikaten bahtsız bedevinin tebdil-i kıyafet şeklidir. 
Fenerbahçe - Manisaspor maçının haberlerini okurken aklıma geliverdi. Yarınki gazete manşetlerinden biri şöyle olsa:

'' Kameranın, stadyumda takımını destekleyen karısına zoom yapması nedeniyle, televizyonda mutlak gol pozisyonunu 'yine' göremeyen koca, kafasını duvara vurarak hayatına son vermek istedi. Talihsiz kocanın ağzından dökülen ''çekil önümden be kadın'' cümlesi yürekleri dağladı ''

Yaşanabilitesi yüksek bir durum gibi geliyor bana :) oyy anam oy






Salı, Eylül 13, 2011

Geleneksel Bilmem Kaçıncı...

Geleneksel bilmem kaçıncı ''çökkün günler'' dönemindeyim. ...
Tat yok!
Heves yok!
Mecal yok!

Sanıyorum bu virütik bir hastalık. Yılın belli dönemlerinde virüsü kapıyorsun. Hooop depresyondasın. 
İlacı yok!
Aşısı yok!
Süresi yok!

Hiç anlaşamıyorsun kendisiyle, anlatamıyorsun derdini, dinlemiyor...
Gözü yok!
Kulağı yok!
Dili yok!

Alıp veremediği nedir? Ne ister bizden? Bilinmez...
Sebebi yok!
Amacı yok!
Dengesi yok!

Belki de peşinden koşuşturduğumuz ''amaç'larımız yoruyor bizleri... Belki de insanın tek amacı ''amaçsızlık'' olmalı... ???

Uyumak en güzeli bugünlerde. Fütursuzca... Uyuyup bir hafta sonra uyanmak.. 
Depresyon gitmiş, yorgunluk gitmiş, gülücükler geri gelmiş bir şekilde...

Haydi kalın sağlıcakla...