Pazar, Ekim 12, 2014

Ölümle Randevu

Mario Mazzanti'nin önceki iki kitabını da okumuş ve çok sevmiş olmama rağmen, bu kitabı için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.

Aksiyon var mı? Eh, öncekiler kadar değil.
Gizem var mı? Evet var ama Dan Brawn tadı alıyorsunuz durmadan. Zaten yazarın kendisi de kitabın içinde bu durumdan bahsetmiş.

Kitabı okurken, Ahmet Ümit'in İstanbul Hatırası geldi aklıma. İstanbul Hatırası bizi, yani İstanbul'u anlattığı için tabii ki, acaip keyif almıştım okurken.

Ölümle Randevu ise İtalya'nın özellikle de Milano'nun tarihinden ayrıntılı kesitler veriyor. İlgisi olanların hoşuna gidebilir elbet. Ama içinde geçen oldukça yoğun yabancı kelime ve o tarihe ait bilgi beni sıktı açıkçası.

Her zamanki kriterimi uygulayarak önerimi sunayım yine. Eğer kitap okuma alışkanlığını yeni yeni kazanıyor iseniz, bu kitabı okumayın. Sıkılıp, kitap okumayı da bırakmayın sonra.
Bu kitabını sevmesem de Mario Mazzanti benim için her zaman okunabilitesi yüksek yazarlardandır, orası ayrı.

Şimdi yeni kitabıma başlıyorum.
Taş Ustası
Camilla Lackberg (Aslında a'nın üzerinde iki nokta var, hani bizim ö gibi. Ama ben nasıl yapılacağını bilmediğim için öyle yapamadım. İdare ediverin artıkın :) )

Haydi kitapla ve sağlıcakla kalın


Cuma, Ekim 10, 2014

Umuş

....
Bütün iyi kitapların sonunda, bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda
meltemi "senden" esen, soluğu"sende" olan yeni bir başlangıç vardır.
Parmağını sürsen elmaya, rengini anlarsın.
Gözünle görsen, sesini duyarsın.
Her başlangıçta yeni bir anlam vardır.
Nedensiz bir çocuk ağlaması bile, çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır
......
......
Umuş / Edip Cansever

Aynı Tas Aynı Hamam

Eskileri karıştırırken gördüm.
Çıkan bir habere kızıp, bir yere karalayıvermişim şunları:

Tarih: 22.12.2010

Sarı öküz, sarı öküz, sarı öküz !
İzdivaç programlarında ''Kriterlerini karşılayabilecek'' karı-koca arayan şuur yoksunları, 
Acun'un firarını saniye saniye izleyen akl-ı firarlar, 
Yalnızca ''Büyük hissediyorum Acun Bey'' diyebilme yetisine sahip küçük beyinliler, 
Bülent Ersoy' un kocalarının isimlerini şakır şakır sayıp, Cumhuriyetin 1950'de kurulduğunu söyleyen akl-ı evveller, 
Vatanını, inancını, düşüncesini ve kendi düşüncesini ifade etmesine izin verilmeyen şu ortamı  bir gram önemsemeyen değer yoksunları ! 
Alkış ! Sarı öküz ''gitti gidiyor'' !!


Şöyle bir baktım, hamamı da aynı, tası da aynı gördüm. 
Neye konuşuyoruz? Niye konuşuyoruz?
Benim aklım almıyor artık.
Sonumuz hayr olsun inşallah

Parmak Ucu, Göz

'' İki parmağının ucunu gözüne koy. 
Bir şey görebiliyor musun dünyadan? 
Sen göremiyorsun diye bu alem yok değildir. 
Görememek ayıbı, göstermemek kusuru, uğursuz nefsin parmağına ait işte. '' 


(Mevlana'dan, memlekette hala uyuyanlara ya da uyuyor numarası yapanlara)

Cuma, Ekim 03, 2014

Yedinci Papirüs

Orijinal Adı: The Seventh Scroll

Kitap, Mısır firavununa ait mezarı bulmak adına yapılan mücadeleyi anlatıyor.
Aksiyonu bol, gerilim düzeyi iyi.
Tarafların kim olduğu gayet açık olan çarpışmalar var kitapta.
Yani, "offf katil kim acaba yeaa" diye düşünmüyorsunuz. Bu durum benim için olumsuz bir puan.

Genel olarak kitap, okunası bir kitap.
Ama önerim, kitap okumaya yeni başlayanlar, bu kitabı daha sonraki zamanlarda okunsunlar.
Yok, "ben kitap okumanın kitabını yazdım" diyorsanız, okuyunuz efendim, en fazla üç gününüzü alır bitirmek.

Haydi kalın sağlıkcakla