Cuma, Mart 13, 2015

Gidiş Yolu

Dünden beri bazı arkadaşlarım, hekimlerin nöbet zammıyla ilgili "Sen ne düşünüyorsun?" diye ısrarla soruyorlar. Buradan da toplu cevap yazmış olayım.

Meslektaşlarım kızmasınlar ama düşüncem şöyle:

Öncelikle ve çok önemli olarak söylemek istediğim: Nöbet saatine yapılmış 3 TL zammı, "doktor maaşlarına %50 zam" gibi göstermek, büyük ayıptır. Bugünkü haliyle, bir hekimin emekliliğine yansıyan bir durum olmadığı sürece, mükemmel yapılmış gibi gösterilen her şey trajikomiktir. Ancak genel olarak baktığımızda medyanın içler acısı halini görüyoruz. Eh, medyanın bu durumundan bizler de nasibimizi alacağız elbette.

Ama şu da var ki; nöbetin saatine yapılmış 3 TL zam az değil diye düşünüyorum. Sonuçta ayda sadece bir saat nöbet tutmuyoruz. O yüzden sosyal medyada gördüğüm bazı tepkileri bizlere yakıştıramıyorum.

Takip edebildiğim kadarıyla sosyal medyada yazılan bazı şeyler, bizleri, sanki sürekli para için ağlayan kişiler durumuna sokmaktadır. Bunda biz hekimlerin de payı olduğunu düşünüyorum. Medyanın olayı nasıl haber yaptığına kızıp ona tepki gösterirken, dışarıdan nasıl göründüğümüze de dikkat etmeliyiz. İşimiz ekip işi. Örneğin, bugün yapılmış g(ö)revin önemin ve yüceliğini azaltacak paylaşımlarda bulunmak, işimiz sadece paraymış gibi anlaşılabilecek söylemler, sağlığın her kademesindeki yol arkadaşlarımızı derinden etkileyecektir.

Evet, sistem bizi sürekli hastayla karşı karşıya kalmak durumuna itiyor.
Evet, bazen kendimizi hastalarımıza anlatmakta çok zorlanıyoruz.
Evet, anlaşılamıyoruz, -kesin bilgi.
Demek ki başka bir ifade yoluna ihtiyacımız var.
Örneğin; kaliteli, ülkemizde ve hatta dünyada ses getirebilecek bilimsel çalışmalar yapmak, kaliteli ve yüksek atıf alacak makaleler yazmak gibi vs. vs... Hangi alanda çalışırsak çalışalım bu mümkün. Liste epeyce de uzatılabilir.

Enerjimizi daha kaliteli üretim için harcadığımızda, belki de, herkese ne demek istediğimizi anlatmakta bu kadar zorlanmayacağız zaten. Bence denemeye değer.

Haydi kalın sağlıcakla
Mart 2015, İpek